27 Eylül 2015 Pazar

BİZİM KÖYDE BAYRAM

BİZİM KÖYDE BAYRAM
                                                                                       İsmail KARA
Çocukluk hayatım köyde geçti.
Ortaokulu bitirdikten sonra yolum Ankara’ya düştü. Lise tahsilime ve memuriyetime orada devam ettim. Bazen başka şehirlere taşınsak da Ankara’yı mesken tuttuk.  
Kurban bayramından yeni çıktık ama aklıma da hep köydeki eski bayramlar geldi.
Bayram namazından sonra köylüler toplanarak mezarlığa giderler, imam orada dualar okurken, diğerleri “amin” derdi. Sonra herkesin getirdiği köy yapımı helvalar ve ekmekler bir yerde toplanır, karıştırılır ve herkese belirli ölçülerde yeniden dağıtılırdı. Dağılma saati başlayınca insanlar yakınlarının mezarlarına gidip dua ederek evlerine dönerlerdi. Dahası var tabii…
Çocukluğumdaki bayramlarda köy konumuna uygun olarak üçe bölünür ve her biri tüm köylüye üç gün öğle saatlerinde yemek verirdi. Yakın köylerden de yemeğe gelenler olurdu.
Harman yerleri eğlence parkına döner, köyün hanımları ve çocukları çeşitli oyunlar ve eğlenceler çıkarırlardı.
Bir yanda da büyük, küçük erkekler aralarında eğlenirlerdi.
Herkesin, ama herkesin yüzü gülerdi. Kahkahalar eksilmezdi.
Özetle bayram, tam bir bayram gibi yaşanırdı.
Bayram sevgiydi, sevgilerin gürleştiği zamandı. Bayram, coşkuydu.
Sonra ne mi oldu?
Yemek verme, toplu halde yeme işleri ortadan kalktı.
Eğlence ve oyunlar da sona erdi.
Ama mezarlık ziyareti (ki, buna “zıyrat” derler) vb.devam ediyor.
Köyümüzdeki bayram kültürü, yaklaşık 35-40 yıl önce böyle bir değişikliğe uğradı. Fakat, neden, niçin uğradı? Anlatması zor.
Bir bayram kültürü değildi değişen… Örneğin, “imece” usulü de kalktı ortadan.
İmece, köylüler arasında önemli bir dayanışma idi. İnsanlar işi yarım kalan komşularının yardımına severek koşarlardı. Ne güzeldi.
*
Önce sevgiye başladı saldırı,
Onu ta ötelere ittiler.
Kaçarken zavallı sevgi
Bataklığa daldı.
Onu orada bırakıp gittiler.
İnsanlar sevgisiz kaldı
Ve sevgisizlikten bittiler.