7 Eylül 2014 Pazar

ŞEREF


      ŞEREF
       Şeref, son zamanların deyimiyle onur; kaliteli insanların vazgeçemeyeceği, bir üstünlüğün ifadesidir. Bir gurur kaynağıdır.
          İnsanca yaşayanlar, yani insanî gereklere sadakatle bağlı olanlar; yasalara, örf ve adetlere uygun hareket edenler, şeref (onur) sahibidirler. Şöyle ki bu, içinde yaşanılan toplumca verilmiş gözle görülmeyen-manevî bir madalyon ya da üstün hizmet beratı gibidir.
          Adı hırsızlığa, yolsuzluğa, sahtekârlığına, sair kötü işlere karışanlar, adli mercilerden (yani mahkemelerden) suçu sabit görülmekle ceza alanlar; söz konusu bu manevî madalyon veya berattan mahrum kalırlar.
          Halkımız arasında sık sık tekrarlanan bir söylem vardır; “İnsan olan, şerefiyle yaşar”. Allah, hiç kimseyi şerefsiz yaşatmasın, herkese güzel ahlâk nasip etsin!
          Kötü yönleriyle tanınan insanlara kimse iyi gözle bakmaz.
          Toplum içinde yaşayan herkes, iyi yönleriyle, iyilikleriyle anılsın isteriz.
          Fakat, yalnız ülkemizde değil, tüm dünyada insanî değerler (ahlâk), tekniğe paralel gelişeceği yerde; giderek erozyana, yani çöküntüye uğruyor. Dolayısıyla şerefi kaybediyoruz. Bunu ben değil, uzmanlar söylüyor.
          Yazımı fazla uzatmadan, “Şerefe Sesleniş” şiirimle bitiriyorum.

          Suçumuz var, bizden kaçma,
          Neler yaptık çok da saçma,
          Kalbimizde yara açma,
          Kaçma bizden, kaçma Şeref!
          --- Gel de yine barışalım,
          --- Her alanda yarışalım.
          Kaz yerine koyduk seni,
          Her fırsatta yolduk seni,
          İçimizden kovduk seni,
          Kaçma bizden, kaçma Şeref!
          --- Gel de yine barışalım,
          --- Her alanda yarışalım.
          Yılmadan ger, sen alnını,
          Bırakma hiç nişanını,
          Şu kaçmanın zamanı mı?
          Kaçma bizden, kaçma Şeref!
          --- Gel de yine barışalım,
          --- Her alanda yarışalım.
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder