31 Ekim 2013 Perşembe

ATATÜRK DİYOR Kİ (3)

ATATÜRK DİYOR Kİ (3)

Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın, daha çok kültürlü, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. Eğer gerçekten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdırlar.
*
Kadınlarımız için, asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.
*
Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamında kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem yerde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli mevcudiyettir.



30 Ekim 2013 Çarşamba

ATATÜRK DİYOR Kİ (2)

ATATÜRK DİYOR  Kİ  (2)

Politika âleminde birçok oyunlar görülür. Fakat kutsal bir ülkünün belirtisi olan cumhuriyet idaresine, yeni harekete karşı bilgisizlik ve taassup ve her nevi düşmanlık ayağa kalktığı zaman, bilhassa ilerici ve cumhuriyetçi olanların yeri, gerçek ilerici ve cumhuriyetçi olanların yanıdır; yoksa gericilerin ümit ve faaliyet kaynağı olan yer değil. (1927)
*
 “Bozgunculuk yapacak insanlara hoşgörü ve büyüklük göstermek; bir milletin mutluluğuna, şerefine, namusuna göz dikmiş insanlara hoşgörü  göstermek olur ki, hiçbir zaman, hiçbir kişi  buna müsaade edemez. Hiç kimse buna müsaade etmek hakkına sahip değildir ve siz de olmamalısınız.” 
    

29 Ekim 2013 Salı

ATATÜRK DİYOR Kİ

ATATÜRK DİYOR Kİ ;

Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıkî  uygulamasını temin eden hükûmet şekli, Cumhuriyettir. (1930)
*
Cumhuriyet ahlâkî fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. (1925)
*
Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)
*
Milletin kendisi, kurduğu devleti ve onun bağımsızlığını koruyor ve sonuna kadar koruyacaktır. (1925)
*
Türkiye Cumhuriyeti her mânası ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlâtlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır.


26 Ekim 2013 Cumartesi

P A Z A R K E Y F İ -16-

P A Z A R  K E Y F İ  -16-

Adalet üstüne özlü sözler :
"Bir kimseye yapılan adaletsizlik, bütün topluma yapılmış bir tehdittir." (Montesquieu)
 "Adil olmayan ulus, özgür olamaz." (J. Sieyes) 
 “Akıl, herşeyi olduğu gibi görmekten başka bir şey değildir." (Voltaire)
Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir.
(Jacques Anatole François Thibault)
"Gökyüzü kafana geçse, sen yine de adaletten şaşma." (William Watson) 
"Nizam ve kanunlar adalet sayesinde işler. Hiçbir şey onsuz devam edemez." (La Cordaire)
  "Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal”. (Gandhi)
”Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur”. (Timurlenk)
 "Bir duruşmada; tek tarafı dinleyerek verilen karar doğru olsa bile, hiç bir zaman adil olamaz." (Seneca)
"Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız; alkışlar önüne, kansız elle çıkınız." (Mahatma Gandi)
"Bir saat adaletle karar vermek, bin saatlik ibadetten hayırlıdır." (Hz. Muhammed)
 "Güçsüz Adalet ve adaletsiz güç, iki büyük felakettir." (Joseph Joubert) 
"Siyaset; Mahkeme Salonu'na girerse, Adalet oradan çıkar." (Guizot)
Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı”. (Elie Wisel)
 “Zulmün temelini atan hükümdar, saltanatının direğini yıkmış olur”. (S.Şirazi)
“Yalan söylemek, iftira etmekle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür”. (Hz.Muhammed)
“Her şeyin para ile ölçüldüğü bir yerde, toplumsal adalet ve rahatlık hiçbir zaman gerçekleşemez”. (Thomas More)
“Adaleti çiğneye n devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır”. (Hz.Muhammmed)
*






Beni unutuyorsunuz
Mahkemede iki tarafın avukatı birbirleriyle kavga ederler.
Biri diğerine ;
-Bay avukat siz aptal bir adamsınız! Öteki ;
-Hayır yanılıyorsunuz, dünyanın en aptal adamı sizsiniz!
Şeklindeki hakaretleri sürerken yargıç masaya vurarak;
-Baylar burada beni unutuyorsunuz, diye bağırır.
*
Başkan Bush’un pulları
Başkan Bush`un yeni talimatı: - Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak. Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş; - Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi? - Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;- “Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."
*
Yağ Dostum
Ne tatlı bir gıdasın yağ dostum,
Sensiz çalışamıyoruz,
Dost-düşmanla yarışamıyoruz,
El-âlemin işine karışamıyoruz,
Seninle haşır-neşir olduk gayri,
Başka gıdalara alışamıyoruz.
(İsa Kayacan)
*
Pantolon
Öğretmen çocuğa sormuş, `Oğlum elini pantolonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var? Öğretmen çocuğun `15 milyon liram var` cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş `Her halde üzerimde başka birinin pantolonu var!`
*
Göktürk
Gök Tanrı istedi devlet kuruldu, 
Bu devlete Göktürk adı verildi, 
Gök bayraklar Türk iline gerildi, 
Bilge Kağan ile doğan Türk benim! 
Boz kırlara destan, Çağan Türk benim!
(Celal Odabaş)
*
İkinci Koca
Celal Sahir Erozan, bir dost toplantısında;
- Ben bir dulun ikinci kocası olmak istemem, dedi.
Süleyman Nazif atıldı hemen:
- Peki birinci kocası mı olmak isterdiniz?
*
Atatürk diyor ki;
“Cumhuriyet ahlâkî fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet
fazilettir. Sultanlık korku ve tehdide dayanan bir idaredir.
Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.
Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil,
rezil insanlar yetiştirir “ (1925)
*
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz
GÖKYÜZÜ YIKILSA, YARILSA TOPRAK,
DÖNMEYİZ BU YOLDAN, SÖZÜN ERİYİZ.
BİR ELDE NUTUK VAR, BİR ELDE BAYRAK,
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ.
*
UTANMA SOYUNDAN, GEÇMİŞİNE BAK,
TARİHİN HER ANI ALTIN BİR YAPRAK,
YÜZÜMÜZ AYDINLIK, GÜNEŞTEN DE PAK,
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ.
(İrfan Konur TÜRKOĞUZ)
*
Kara’dan aforizmalar
-En uysal yaratık insandır ama en vahşi yaratık da
yine insandır.
-Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz; ya ödül, ya da
ceza görür.
-İnsanın sahip olduğu en değerli şeyi aklıdır.
Kullanım şekli ise kişiye özeldir.
-Kendisine acımayanın, başkasına acıma hakkı yoktur
-İnsanların kanadı olsaydı, gökyüzünde de trafik altüst olurdu”
-Hayatta yaptığın fauller, gol olarak sana dönerler
-Mutluluk denilen şey sizin elinizdedir, ya kıymetini
bilirsiniz, ya da tepersiniz.
*
PİRZOLA
Fakiriz baba, biliyorum
Sinirlenmen boşa...
Yaşamak bizim de hakkımız,
El ne giyerse giysin,
Ne yerse yesin...
Madem dünyaya misafiriz,
Biz de bulduğumuzu giyer
Bulduğumuzu yeriz.
Takım elbise 100 liraymış,
30 liraymış bir kilo et,
Umurumda mı sanki...
Sadece gülmek lâzım buna,
Hem biliyorsun ki,
Her kahkaha
Bir pirzola...
(İsmail KARA)

20 Ekim 2013 Pazar

PAZAR KEYFİ -15-

P A Z A R  K E Y F İ -15-

İstanbul’un “en”leri
-En çiçekli semti (Laleli)
-En güvenli semti (Eminönü)
-En babayiğit semti (Beyoğlu)
-En temiz semti (Aksaray)
-En ünlü semti (Beylerbeyi)
-En küçük semti (Bebek)
-En yırtıcı semti (Kartal)
-En aydınlık semti (Güngören)
-En orta yeri (Ortaköy)
-Elektriğe meydan okuyan semti (Kandilli)
-En korkulu semti (Şişli)
-En sessiz yeri (Kulaksız)
-En küçük pazarı (Küçükpazar)
-En susuz yeri (Kuruçeşme)
-En kahraman semti (Cihangir)
-En ışıklı semti (Fener)
-En güzel kokan semti (Ihlamur)
-En yüksek tepesi (Tepebaşı)
-En gayretli tepesi (Gayrettepe)
-En düşünceli tepesi (Fikirtepe)
-En huzurlu tepesi (Esentepe)
-En dar deresi (Dolapdere)
-En kolay girilen kapısı (Kumkapı)
-En güvenli kapısı (Topkapı)
-En bozuk kapısı (Çatladıkapı)
-En güzel kapısı (Yenikapı)
*
Özüm, sözüm ve adımdır
Türklük kolum, kanadımdır,
Canım, ruhum ve yadımdır;
Ne mutlu Türküm diyene!..
(Abbas GÖKÇE)
 *
 Ercüment Ekrem’den
İkinci Dünya Savaşı'nın ilk günleriydi.
Karpiç Lokantası'nda bir politikacı içkinin de
etkisiyle coşmuştu: 
- Şu Hitler'in, bizim politikacılarımızdan nesi fazla? 
Lokantada bulunan Ercüment Ekrem Talû
içkisinden bir yudum alıp yanıt verdi: 
- Sadece H'si...
*
Metin Demirtaş’dan

Anımsadıkça bir sızı düşer yüreğime
Getirdiği çamaşırlar reyhan kokardı
Giymezdim bir süre
Kokuları uçmasın diye
*
Milliyetçi

"Benim gözümde, milliyetçi, her şeyden önce, özü sözü doğru,
çalışkan ve fadakâr kimse demektir. Böyle bir kimse, milletin
çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutar, milletin huzuru için
-gerekirse- kendi huzurunu fedâ eder, milletini yükseltmek
azmiyle durup dinlenmeden uğraşır, araştırır. En sağlam iş,
en iyi hizmet, en çok emek çekilmiş, en büyük titizlikle yaratılmış
eser milliyetçiden beklenir."  (Mehmet Çınarlı)
*
İzi Var Bende

Doğruldum yataktan, baktım aynaya 
Zalim kaderimin, izi var bende
 
Bir ömür yeter mi? Onu saymaya
 
Dünya çilesinin, izi var bende
 

Kırışık alında çoktur hatıra
 
Çıkarsam gönlümü, vursam satıra
 
Dertlerim yüklesem, yüzbin katıra
 
Çekilmez silinmez, izi var bende
 

Ne cefalar geçmiş; garip başımdan
 
Belli çizgilerden, belli kaşımdan
 
Çok riyakar yemiş tatlı aşımdan
 
Dönek insanların izi var bende
 

Felek zehir kattı tatlı aşıma
 
Kapandım odama, yalnız başıma
 
Şimdiden yazılsın mezar taşıma
 
Çıkarcı dostların izi var bende
 
 (Nusret Turan)
*
Sevil Mısırlıoğlu güzel demiş

İnsanları küçümseyip kırmaktan
Duyarsız, vicdansız, katı olmaktan
Tenkit ile alay edip gülmekten
Daima kaçınır dikkat ederim
*
Türkçem

Bu ne özgüvensizlik, ne özenti;
Bir başka memlekettesin sanki... 
Yabancı yazımlı tabelalar basmış şehri;
Türkçem, Türk'ün yabancı dili !
(Tahsin Şentürk)
*
Yalan

“Eğer bir yalan, uzun bir süre yeterince tekrarlanırsa,
sonunda o yalan bir gerçekmiş gibi algılanır!” 
(Dr. Joseph Paul Goebells) 
*
T Ü R K İ Y E' M

Seni seviyorum Türkiye'm!
Sen gönlümde nur,
Alnımda gurur,
Beynimde huzursun!..

Seni seviyorum Türkiye'm!
Sen içimde nar,
Sen eşsiz bir yâr,
Ruhumda baharsın!

Seni seviyorum Türkiye'm!
Sen başımda taç,
Derdime ilâç,
Sevgiye muhtaç,
Sevgiye açsın!..
     
İsmail KARA

13 Ekim 2013 Pazar

P A Z A R K E YF İ -14-

P A Z A R  K E Y F İ -14-

Ankara’ın “en”leri

-En yüksek tepesi (Yücetepe)
-E büyük tepesi (Kocatepe)
-En güzel tepesi (Şentepe)
-En tarihi tepesi (Anıttepe)
-En yeşil semti (Bahçelievler)
-En çiçekli semti (Lalegül)
-En çiçekli mahallesi (Çiğdem Mah.)
-En ağaçlı semti (Kavaklıdere)
-En meyveli semti (İncirli)
-En kalabalık semti (Kalaba)
-En gözde mahallesi (Örnek Mah.)
-En gürültülü ilçesi (Çankaya)
-En tenha semti (Beşevler)
-En sağlıklı semti (Sıhhiye)
-En çalışkan semti (Emek)
-En zengin ilçesi (Altındağ)
-En bolluk semti (Varlık Mah.)
-En çok et yenen semti (Etlik)
-En çok kuş olan semti (Güvercinlik)
-En çok bina olan semti (Siteler)
-En tepelik semti (Beştepe)
-En temiz köprüsü (Akköprü)
*
Reşat Nuri ve sigara

 Meşhur bir sigara tiryakisi olan Reşat Nuri Güntekin'e 
doktor öğüt veriyordu: 
- Sigara bir taraftan iyidir, bir taraftan fena... 
Güntekin, doktorun sözünü kesti: 
- Merak etme doktor, ben sigarayı iyi tarafından içerim.
*
Sigara’nın kötülüğü

Son yıllarda hanımlar sokaklarda yürürken bile sigara
içiyorlar. Sigara zaten bir baş belası.Söz konusu hanımlar
olunca belanın gücü daha da artıyor. Bu konuda yayınlanmış
bir yazımdan kısa bir bölümü aşağıya alıyorum;

     - Sigara tiryakilerinin yarısı kanserden, dörtte biri kalp ile solunum yetmezliğinden ve enfarktüsten öldüğü gözlemlenmiştir.
     - Sigara içen hamile hanımların çocuklarının sakat doğma olasılığı % 65 dir.
     * Beyin tümörlerinin % 99'u,
     * Beyin kanamalarının % 85'i,
     * Akciğer kanserlerinin % 90'ı,
     * Gırtlak kanserlerinin % 99'u,
     * Genç ve orta yaşlarda kalp rahatsızlığına dayalı ölümlerin % 80'i,
     * Kol ve bacak kesilmelerinin % 90'ı sigara kaynaklıdır.
     Son olarak ünlü bir bilim adamının şu sözünü hatırlatmak istiyorum; "İnsan sağlığını tehdit eden sigaradan, eli silâhlı düşmandan kaçıyormuşçasına uzak kalalım".
     Tüm dostlara sigaradan uzak, sağlıklı günler diliyorum.

      Ülkemizde Ekmek İsrafı

      Bazı kurumlar ekmek israfıyla ilgili araştırma yapmışlar. Buna göre, günde üretilen ekmek sayısı 120 milyon, çöpe gideni ise 12 milyon. Yani on ekmekten biri çöpe atılıyor. Başka bir bilgi de şöyle; ülkede yılda 44 milyar ekmek üretiliyor, bunun 4 milyarı çöpe atılmış oluyor. Ekmeğe Türk halkı yılda 7 milyar dolar para ödüyor. İsraf edilen ekmeğin ekonomik değeri ise 700 milyon dolar…

       Mehmet Çınarlı’dan bir inci

      “Uyuyan büyük kütleyi ancak kendi öz türküleri uyandırabilir. Dağlar,
ovalar, denizler, ırmaklar boyu susanlarda, konuşma hevesini ancak
bu güzel türküler doğurur”.
        *
       Şair Ömer Kalafat diyor ki

       Düşene vuran yaşıyor
       Yumurta kıran yaşıyor
       Finişe varan yaşıyor
       Benim dünyam böyle değil
       Çok cahil kalmışım, cahil
       *
       A.Karakoç diyor ki

       Ceddimiz emir almaz, emir verirmiş
       "Yürü" dediklerinde dağlar yürürmüş
       Hele bakın-halimizi görün şimdi
       Nesil böyle bozulur-böyle çürürmüş. 
       *
       Çürüdü

       Çürüdü memleketin iç yüzü çöktükçe temel,
       Şimdilik hârice karşı yerimiz olsa dahi..
       Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdâdımızın
       Tükürür çehremize zannederim tarihi.. 

       Bayram tebriği

       Türkiye’nin değil, dünyanın bile çok karışık olduğu
       bugünkü ortamda bayram kutlamak aslında zor…
       Ülkemizde Cumhuriyet boyunca kazanılan en değerli
       edinimler yabancılara peşkeş çekildi. Yabancı sermaye
       baş tacı oldu. Emperyalizme karşı dünyada emsali
       görülmemiş bir mücadele ile bize bu ülkeyi bahşeden
       Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve şehitlerimize karşı saygının
       yerini, sürekli saldırı aldı. Andımız kaldırıldı. Sıra diğer kutsal
       değerlerimize geldi. Bunlar ve burada saymadığımız bilinen
       diğer durumlar karşısında kutlanacak bayram kaldı mı?
       Nasıl huzurlu, nasıl şen olabilir insan?
       Bugünler umarım ki uyanışımızın ve aydınlık günlerimizin
       başlangıcı olur.
       Ancak bu nedenle, Kurban Bayramınızı kutlar,
       en iyi dileklerimi sunarım.
       

9 Ekim 2013 Çarşamba

En yaygın uyuşturucu; sigara

   
EN YAYGIN UYUŞTURUCU; SİGARA

     Eskiden hanımlar sokakta yürürken, hatta dışarıda sigara içmezlerdi. Şimdi neredeyse
erkekleri geçtiler.
     Sigara içen hamile hanımların çocuklarının sakat doğma olasılığı % 65 dir.
     En yaygın uyuşturucu, hiç şüphe yok ki sigaradır. Çoğu gençler özenti ile başlıyor ama, ilk başta onun zararlarını düşünmüyor, düşünemiyorlar.
     Yıllardır basında yayınlanan yazılarımla, yaptığım radyo programlarımda ve bazı TV programlarında sigarayı çok anlattım.
     Bir çok verilere göre Türkiye sigara tüketiminde dünyanın 4.sırasında yer alıyor. Oysa ki, ülkelerin çoğu sigaraya karşı büyük ölçüde savaş başlatmışlardır. Son yıllardaki bir kısım girişimler, ülkemizi de buna dahil etmiştir. Neden sigaraya karşı savaş açılıyor?
Çünkü, sigaranın insana hiç bir yararı yoktur. Aksine pek çok zararı vardır.
     İnsan vücudunda en az 25 çeşit rahatsızlığa, hasara sebep olan sigaranın dumanında uzmanlar, 4 bin çeşit zararlı maddenin bulunduğunu belirtmişlerdir.
     - Sigara kanı pıhtılaştırmakta, normal akışkanlığını kaybettirmektedir. Hal böyle olunca da kanın normal dolaşımı güçleşir ve ağırlaşır. Tansiyon yükselir. Organlarda yıpranma ve yorgunluk artar.
     - Kalbin yükü de ağırlaştığı için zamanından önce yorgun düşmekle arızalar başlar.
     - Pıhtılaşan kanın damarlarda bıraktığı tortu çoğalır. Damarlar sertleşir ve tıkanmalar başlar. Özellikle kalbe daha uzak olan ayak parmakları, bacaklar, eller ve kollardaki damarlar öncelikle tıkandığından; söz konusu organların  kesilmesine kadar giden acı sonuçlar yaşanabilir.
     - Böbreklerin çalışması eski hızını kaybeder. Kanda bulunan üre, ürik-asit ve diğer zararlı maddeler vaktinde atılamadığı için organizmalar rahatsızlığa ve tahribe uğrar.
     - Çok ince damarlarla donatılmış insan beyninin çalışması zorlaşır, beyinde de hasarlar, tıkanma ve tümörler oluşabilir.
     - Gözler iyi görme özelliğini yitirir. Göz tümörleri, katarakt gibi rahatsızlıklar meydana gelir. Almanya'da yapılan bir araştırmaya göre sigara içenlerde renk körlüğünün içmeyenlere göre ileri boyutlarda olduğu tespit edilmiştir.
     - Sigara tiryakilerinin yarısı kanserden, dörtte biri kalp ile solunum yetmezliğinden ve enfarktüsten öldüğü gözlemlenmiştir.
     - Sigara içen hamile hanımların çocuklarının sakat doğma olasılığı % 65 dir.
     * Beyin tümörlerinin % 99'u,
     * Beyin kanamalarının % 85'i,
     * Akciğer kanserlerinin % 90'ı,
     * Gırtlak kanserlerinin % 99'u,
     * Genç ve orta yaşlarda kalp rahatsızlığına dayalı ölümlerin % 80'i,
     * Kol ve bacak kesilmelerinin % 90'ı sigara kaynaklıdır.
     Son olarak ünlü bir bilim adamının şu sözünü hatırlatmak istiyorum; "İnsan sağlığını tehdit eden sigaradan, eli silâhlı düşmandan kaçıyormuşçasına uzak kalalım".
     Tüm dostlara sigaradan uzak, sağlıklı günler diliyorum.

     Yazı : İsmail KARA

6 Ekim 2013 Pazar

P A Z A R K E Y F İ -13-

P A Z A R  K E Y F İ -13-

Sultanım

Uzaktan uzağa yabancı gibi 
Kaçamak gözlerle bakma sultanım 
Göğsüme saplanıp bir sancı gibi 
Acıtıp canımı yakma sultanım 
(Adem Yazar)
*
Sevgi

Sevgi getirdim herkes alsın diye 
başkaları kin satarmış bana ne
 
(Hüseyin Balım)
*
ŞEKSPİR’DEN ;

Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
               
Konuşmadan önce dinleyin,
Yazmadan önce düşünün,
Harcamadan önce kazanın,
Dua etmeden önce bağışlayın, 
İncitmeden önce hissedin,
Nefret etmeden önce sevin,
Vazgeçmeden önce çabalayın,
Ölmeden önce yaşayın.

Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
 *
SIRA SANA DA GELİR

“Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; 
çünkü ben sosyalist değildim. 
Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; 
çünkü sendikacı değildim. 
Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım;
çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler; 
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı
(Martin Niemöller)
*
Sanat dünyası

Sanat dünyası bildiğimizden ayrı bir dünyadır.
Madde dünyasında doğanlar bir gün öldüğü halde,
Sanat dünyasında doğanlar yaşamaya devam eder
(Mehmet Çınarlı)
*
Eflatun diyor ki;
 ''Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.''
*
(Dostlar)

İnsanlar vardır; berrak pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir her davranışı candan...
(Can Yücel)
 
*
Ahmet Tufan’ın akıl almaz sevdası

Onlar büyük bir aşkla evlendiler. Evlilikleri boyunca birbirlerini asla üzmediler.
Fahriye Gökçen Şentürk, 1976 da öldü. İlerleyen yıllarda eşi Ahmet Tufan Şentürk,
üzüntüden akciğer kanseri oldu. Ama o, yaşamak istiyor ve "Öldürseler bile ölmeyeceğim" diyordu. Ve hastalığı yendi.
Ta 09.05.2005 de bu dünyaya veda etti. Bir sürü evlenme ve evlendirme teklifleri aldı, evlenmedi. Vefatına kadar, yatak odalarını hiç bozmadı.
Ardında unutulmayacak anılar ve eserler bıraktı. Manevi babamız Ahmet Tufan'ı ve 
Fahriye Gökçen hanımefendiyi saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun!
*
İsmail KARA’dan inciler

“Koyun sürüsünü çoban ve itleri yönetir”.
“Kaliteli demirden maşa olmaz”
“Mutluluk sizin elinizdedir; ya kıymetini bilirsiniz, ya da tepersiniz”
 “Kendisine acımayanın, başkasına acıma hakkı yoktur”
“İnsanların kanadı olsaydı, gökyüzünde de trafik altüst olurdu”
“Sevgidir her şeyin başı, onu her yere taşı”
“Eşeğin gözleri güzeldir ama sözlerine tahammül zordur”
“Hayatta yaptığın fauller, gol olarak sana dönerler”
“Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz; ya mükâfat, ya da ceza görür”
*
Şeyh Edebali dedi ki

Üç kişiye acı;
Cahiller arasındaki âlime,
zenginken fakir düşene,
hatırlı iken itibarini kaybedene…
*
Unutma ki;
Yükseklerde yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar
emniyette değildir.

Bu Pazar için seçtiklerim bu kadar. Herkese iyi tatiller!